Benimle ilgili tek şehirli şey partilerdir. Neredeyse her zaman bir banliyödeydim. Mezuniyetim için araba aldım. Bakımlı bir çime sahip olmak ve oğlumun iyi bir üniversiteye gitmesini istiyorum.
(The only thing urban about me is the parties. I have almost always been a suburbanite. I got a car for my graduation. I want to have a manicured lawn and have my son go to a good college.)
Bu alıntı, güzel bir ev, eğitim ve sosyal toplantılar gibi geleneksel başarı göstergelerini vurgulayarak banliyö yaşam tarzını benimseme arzusunu yansıtıyor. Kentsel algılar ile kişisel kimlik arasındaki karşıtlığı vurgulayarak, sosyal olayların şehir hayatıyla ilişkilendirilebileceğini, ancak konuşmacının istikrara, aileye ve banliyö yaşamının rahatlığına değer verdiğini öne sürüyor. Bu somut hedeflere ulaşmaya yapılan vurgu, kentsel veya kırsal etiketleri aşan kişisel öncelikleri gösteren, güvenlik arzusunun ve Amerikan Rüyasının altını çiziyor.