İyi bir kalecinin nasıl olması gerektiği konusunda yanlış yönlendirilmiş, popülist bir görüş var. Mesele sadece harika kurtarışlar yapmak değil; Van der Sar'ın Manchester United'ın oyununa kattığı şey sadece şutları durdurmak değil, aynı zamanda alanı kontrol etme şekli ve kendisi ile arka hattı arasındaki ilişkiye olan inanılmaz güveni.
(There tends to be a misguided, populist view about what makes a good goalkeeper. It is not just about making great saves; what Van der Sar brings to Man United's game is not just shot stopping, but the way he controls the area and his unbelievable confidence in the relationship between him and his back line.)
Bu alıntı, futbolda kalecinin rolüne ilişkin yaygın bir yanılgıyı vurgulamaktadır. Pek çok kişi kalecileri yalnızca muhteşem kurtarışlar yapma yeteneklerine göre algılıyor, oyuna katkılarının daha incelikli yönlerini gözden kaçırıyor. Gerçekte, bir kalecinin etkisi şut durdurma becerilerinin çok ötesine uzanır. Van der Sar, bir takımın savunma istikrarına toplu olarak katkıda bulunan ceza alanı, pozisyon alma ve karar verme konusunda olağanüstü kontrol göstererek bunu örnekliyor. Savunmacılarla olan güveni ve iletişimi, tutarlı bir savunma hattını güçlendirerek kritik anlarda kaosu ve kafa karışıklığını azaltıyor. Alıntı, takımın yapısını ayakta tutan ve sıradan taraftarlar tarafından genellikle fark edilmeyen liderliğin, vizyonun ve soğukkanlılığın önemine dikkat çekiyor. Bir maçın sonucunu büyük ölçüde etkileyebilecek zihinsel dayanıklılık ve taktiksel farkındalık becerileri de dahil olmak üzere, kaleciliğin çok yönlü doğasını takdir etme ihtiyacının altını çiziyor. Kaleciler ve taraftarlar için bu geniş bakış açısını anlamak, rolün karmaşıklığının daha derinlemesine anlaşılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda, bu pozisyondaki büyüklüğün yalnızca muhteşem kurtarışlarla ölçülmediği, aynı zamanda savunma birimini organize etme, komuta etme ve kontrol etme yeteneği ile ölçüldüğünü ve sonuçta bir takımın genel performansına ve başarısına katkıda bulunduğunu da vurguluyor.