Alıntı, araziye sahip olmaktan kaynaklanan derin bir sahiplik ve güvenlik duygusunu yansıtıyor. Toprağa sahip olmanın nihai bir bağımsızlık biçimi olduğu fikrini aktarır; Hiçbir dış kuvvet onu ihlal edemez. Toprağa bu bağlantı, bir sığınak ve bir beslenme kaynağı olarak arazinin önemini vurgulayarak, kişinin çevresi üzerinde derin bir aidiyet ve kontrol duygusu aşılamaktadır. Sadece mülkü değil, istikrar ve özgürlüğe bağlı bir hayatı da sembolize ediyor.
Dahası, duygu, bir hayatta kalma içgüdüsü ile yankılanır, bu da kargaşa veya kaos zamanlarında, bir toprak parçasına sahip olmanın sadece fiziksel bir alan değil, aynı zamanda duygusal teselli sunduğunu düşündürmektedir. Araziyi bir sığınak olarak sunar, kişinin dünyadan çekilebileceği ve rahatlık bulabileceği bir yer. Arazi ile bu bağ, nesiller boyunca aktarılabilecek bir miras anlamına gelen, arazi mülkiyetini kimlik ve mirasın önemli bir yönüne dönüştürerek ebedi olarak tasvir edilir. .