Bu Amerikalılar ateşle oynadı. Hidrojen bombaları, megapower lazerler, katil dronlar, büzülmüş mikro-insan… Amerikalılar iblis yetiştiricileriydi. Amerikalılar kontrol edemedikleri teknolojik şeytanları uyandırdılar, ancak gücün tadını çıkarıyorlardı.
(These Americans played with fire. Hydrogen bombs, megapower lasers, killer drones, shrunken micro-people…Americans were demon-raisers. Americans awakened technological demons they couldn't control, yet they seemed to enjoy the power.)
Michael Crichton'un "Micro" da anlatı, Amerikan inovasyonunun ve teknolojik hırsının sonuçlarını araştırıyor. Karakterler, hidrojen bombaları, gelişmiş lazerler ve pervasız güç arayışlarını sembolize eden çeşitli en son silahlar gibi tehlikeli gelişmelerle etkileşime girer. Bu mücadele rahatsız edici bir paradoks ortaya koyuyor: Risklerin farkındayken, sağlanan bu teknolojilerin kontrolünde, arayışlarını ateşle oynamaya benzeterek canlandırdılar.
"Demon-yükselenler" terimi, bilimsel çabalarının evcilleştiremedikleri güçleri uyandırdığı fikrini yansıtır. Teknoloji ve bilimde sınırları zorladıkça, Amerikalılar yaratımlarından kaynaklanan öngörülemeyen tehlikelerle karşılaştılar. Crichton, bu tür yeniliklerle gelen gücün baştan çıkarıcı doğasını göstermektedir, okuyucuları kontrolsüz teknolojik gelişmelerin ve yaratabilecekleri etik ikilemlerin etkilerini dikkate almaya teşvik etmektedir.