John Sandford'un "Fırtına Avı" adlı romanında hikaye, bir köprünün altında bulunan cesetlerin korkunç bir şekilde bulunmasıyla başlar. Srake karakteri, kurbanların pompalı tüfekle şiddetli bir şekilde vurulduğu ve kalıntılarının çöp torbalarına konulduğu rahatsız edici sahneyi anlatıyor ve bu da kötü bir eyleme işaret ediyor. Bu şok edici açıklama, bunun soğukkanlı bir cinayet mi, yoksa inanılmaz derecede tuhaf bir kaza mı olduğu konusunda soruları gündeme getiriyor. Ölüm şekli cinayeti akla getiriyor ve gelişen soruşturmaya karanlık bir hava katıyor.
Bu korkunç olay, anlatı için bir katalizör görevi görüyor ve karakterleri yoğun bir adalet ve hakikat arayışına sürüklüyor. Olay örgüsü ilerledikçe ahlak, suç ve şiddetin sonuçları temaları derinlemesine araştırılıyor. Shrake'in yorumu durumun tüyler ürpertici özünü özetliyor ve okuyucunun bu tür vahşetlerin meydana geldiği bir dünyada kötülüğün doğası ve kaderin tesadüfiliği üzerine düşünmesini sağlıyor.