ses. Ve yaşla derinleşirken, sesler, sonsuzluğu dinlemeye mahkumdur, parmak izi kadar farklıdır.

(voice. And while they deepen with age, voices are, to one destined to listen for eternity, as distinct as a fingerprint.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)
Mitch Albom'un "Time Keeper" da yazar, onları parmak izleriyle karşılaştırarak insan seslerinin benzersizliğini yansıtır. Bu benzetme, her bireyin sesinin kimliklerini tanımlayan farklı özellikleri nasıl taşıdığını vurgular. İnsanlar yaşlandıkça, sesleri daha derin tonlar geliştirebilir, ancak kişisel deneyimler ve duygularla yankılanarak içsel olarak benzersiz kalırlar. Böylece, sonsuza dek dinleyen biri için, her ses, bir kişinin kim olduğu özünü yineleyen tekil bir yolculuğu temsil eder. Alıntı, bu işitsel imzaların bireyleri zaman ve bellekle birleştirmedeki önemini vurgulamaktadır.

Mitch Albom'un "Time Keeper" da yazar, insan seslerinin benzersizliğini yansıtır ve onları parmak izleriyle karşılaştırır. Bu benzetme, her bireyin sesinin kimliklerini tanımlayan farklı özellikleri nasıl taşıdığını vurgular. İnsanlar yaşlandıkça, sesleri daha derin tonlar geliştirebilir, ancak kişisel deneyimler ve duygularla rezonans ederek içsel olarak benzersiz kalırlar.

Böylece, sonsuza dek dinleyen biri için, her ses, bir kişinin kim olduğu özünü tekrarlayan tekil bir yolculuğu temsil eder. Alıntı, bu işitsel imzaların bireyleri zaman ve bellekle birleştirmedeki önemini vurgulamaktadır.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
23
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Yarısı okunmuş bir kitap, yarım kalmış bir aşk meselesidir.
by {David Mitchell}