... Bir beyni değil iki tane olan bir adam yarattık. ... Bu yeni beyin biyolojik beyni kontrol etmeyi amaçlamaktadır. ... Hastanın biyolojik beyni, yeni bilgisayar için periferik terminal - tek periferik terminal -. ... ve bu nedenle hastanın biyolojik beyni, aslında tüm vücudu, yeni bilgisayar için bir terminal haline geldi. Tek, büyük, karmaşık bilgisayar terminali olan bir adam yarattık. Hasta yeni bilgisayar için bir okuma cihazıdır ve üzerinde sunulan bilgileri kontrol etmek için bir TV ekranı çaresiz olduğu için okumayı kontrol etmek için çaresizdir.
(... we have created a man with not one brain but two. ... This new brain is intended to control the biological brain. ... The patient's biological brain is the peripheral terminal -- the only peripheral terminal -- for the new computer. ... And therefore the patient's biological brain, indeed his whole body, has become a terminal for the new computer. We have created a man who is one single, large, complex computer terminal. The patient is a read-out device for the new computer, and is helpless to control the readout as a TV screen is helpless to control the information presented on it.)
Alıntıda, bir erkeğin biyolojik beynini yönetmek için tasarlanmış yeni bir beyinle donatıldığı bir senaryoyu açıklar. Bu yenilikçi beyin merkezi bir işleme ünitesi görevi görürken, biyolojik beyin, gösterdiği içerik üzerinde kontrolden yoksun bir TV ekranına benzer, sadece bir terminal olarak hizmet eder. Bunun anlamı, hastanın, teknolojik ilerlemeden dolayı kimlik ve özerklikte bir dönüşümü vurgulayan karmaşık bir okuma cihazı haline gelmesidir.
Bu gelişme, insan ajansı ve biyolojik ve yapay zeka arasındaki ilişki hakkında derin sorular doğurur. Şimdi bu yeni bilgisayar için bir terminale indirgenmiş olan hasta, kendi işlevlerini etkilemek için güçsüz hale getirildiği için insan bilincini teknolojiyle birleştirmenin potansiyel risklerini örneklendiriyor. Bu birleştirilmiş bir kimlik kavramı, teknolojinin insan olmanın özünü nasıl yeniden tanımlayabileceğine dair yansımayı davet eder.