Gerçekten astigmatik olarak, temel anlamda görüyoruz: kendi ruhumuzun uzay ve zaman yaratımlarımız ve bu anlık olarak durduğunda - orta kulağın akut rahatsızlıkları gibi.Ocülasyonel olarak eksantrik olarak listeliyoruz, tüm denge duygusu gitti.

(We really do see astigmatically, in fundamental sense: our space and time creations of our own psyche and when these momentarily falter - like acute disturbance of middle ear.Occasionally we list eccentrically, all sense of balance gone.)

by {Philip K. Dick}
(0 Yorumlar)

"Yüksek Kaledeki Adam" da Philip K. Dick, gerçeklik algılarımızın kendi zihinlerimiz tarafından şekillendirildiği kavramını araştırıyor. Uzay ve zaman anlayışımızın mutlak olmadığını öne sürüyor; Bunun yerine, ruhumuzdan etkilenen bir yapıdır. Bu, zihinsel durumumuz bozulduğunda, iç kulaktaki bir rahatsızlığın neden olduğu yönelim bozukluğuna benzer şekilde gerçekliği kavramamızın çarpık olabileceği anlamına gelir.

Bu metafor, denge ve perspektif duygumuzun ne kadar kolay düşebileceğini ve dünyanın çarpık bir görüşüne yol açabileceğini göstermektedir. Dick, bu psikolojik rahatsızlıkları yaşadığımızda gerçekliğin eksantrik ve kararsız hissedebileceğini vurgulayarak algımızın kırılganlığını vurgular. Gerçekliğin doğası ve öznel deneyimlerin etrafımızdaki dünya hakkındaki anlayışımızı nasıl şekillendirdiğine dair daha derin bir felsefi sorgulamayı yansıtır.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
25
Güncelle
Ocak 24, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}