Aslında dünyayı tam anlamıyla deneyimlemiyoruz çünkü yarı uykuluyuz, otomatik olarak yapmamız gerektiğini düşündüğümüz şeyleri yapıyoruz." Ve ölümle yüzleşmek bunu değiştirir mi?" Ah, evet. Tüm bu şeyleri bir kenara bırakırsınız ve esas olana odaklanırsınız.
(We really don't experience the world fully, because we're half-asleep, doing things we automatically think we have to do."And facing death changes that?"Oh, yes. You strip away all that stuff and you focus on the essentials.)
"Salı günleri Morrie ile" Mitch Albom, hayattan sık sık bir şaşkınlık içinde yaşadığımız, farkındalıktan ziyade alışkanlıktan görev yaptığımız kavramını araştırıyor. Bu otomatik yaşam tarzı, çevremizdeki dünyanın zenginliğini gerçekten deneyimlememizi engelliyor. Günlük rutinlerimizin duyularımızı donatabileceğini ve hayatın daha derin anlamlarıyla etkileşimimizi sınırlayabileceğini gösteriyor.
Morrie, ölümle karşı karşıya kalmanın bizi bu uykuya uyandırabileceğini ve bireyleri gerçekten önemli olanı önceliklendirmeye teşvik edebileceğini ifade ediyor. Mortalite ile karşı karşıya kalarak, değerlerimizi ve ilişkilerimizi yansıtmaya zorluyoruz, yaşamın temel yönlerine odaklanmamızı ve her anı daha iyi takdir etmemizi sağlıyoruz.