Acı çeken ya da işkence gören bir hayvan içini her zaman öyle bir sempati dalgasıyla doldururdu ki, bu onu kendinden uzaklaştırırdı.
(A suffering or tortured animal always filled her with such a surge of sympathy that it lifted her clean out of herself.)
L.M. Montgomery'nin "Emily of New Moon" adlı eserinde baş kahraman, sıkıntı içindeki hayvanlara karşı derin duygusal hassasiyet gösteriyor. Acı çeken bir yaratığın görüntüsü onda güçlü bir tepki uyandırır ve şefkatli doğasını ortaya çıkarır. Başkalarının acılarıyla olan bu bağ, onun kendi deneyimlerinin üzerine çıkmasına olanak tanıyarak, etrafındaki acılarla empati kurma ve onlarla bağlantı kurma yeteneğini gösterir.
Bu dokunaklı alıntı, empatinin nasıl dönüştürücü bir güç olarak hizmet edebileceğini vurguluyor. Romanda daha geniş bir şefkat temasını yansıtarak, kahramanın doğuştan gelen nezaketini ve acıyı hafifletme arzusunu sergiliyor. Duyguları aracılığıyla, başkalarını önemsemenin bireyin ruhu ve refahı üzerindeki etkisini görüyoruz; bu da böyle bir empatinin kişinin bilincini ve amacını yükseltebileceğini düşündürüyor.