Yine de öğretim makineleri tarafından püskürtüldü. Çünkü tüm devlet okulu tahılına aykırı bir göreve yöneldi: Okul, bilgilendirmek veya eğitmek değil, kalıplamak ve ciddi sınırlı çizgiler boyunca oradaydı. Bu onların kalıtsal kültürünün bağlantısıydı ve bu kültürü bütünüyle gençlere sattı. Öğrencilerini ona büktü; Kültürün sürdürülmesi hedefti ve çocuklarda onları başka bir yöne götürebilecek özel tuhaflıklar ütülenmek zorundaydı.
(And yet he felt repelled by the teaching machines. For the entire Public School was geared to a task which went contrary to his grain: the school was there not to inform or educate, but to mold, and along severely limited lines. It was the link to their inherited culture, and it peddled that culture, in its entirety, to the young. It bent its pupils to it; perpetuation of the culture was the goal, and any special quirks in the children which might lead them in another direction had to be ironed out.)
Kahraman, gerçek öğrenmeye uygunluğa öncelik veren eğitim yöntemlerine karşı derin bir isteksizlik duygusu yaşar. Okul sistemi, öğrencileri gerçek bilgiye veya eleştirel düşünmeye ilham vermek yerine önceden belirlenmiş bir kültürel kalıba sığdırmak için şekillendirmeye odaklanmıştır. Bu yaklaşım, bireyselliği ve benzersiz perspektifleri bastırarak yerleşik kültürel normları sürdürmeyi amaçladığı için kişisel inançlarına aykırı görünüyor.
Bu kritik görüş, geleneksel eğitim ile kişisel büyüme ihtiyacı arasında bir gerilimi vurgulamaktadır. Kurum, keşif ve yaratıcılığı teşvik etmek yerine,...