Ancak kendinizi bu duygulara atarak, kendinizi başınıza dalmanıza izin vererek, onları tamamen ve tamamen deneyimlersiniz. Acının ne olduğunu biliyorsun. Aşkın ne olduğunu biliyorsun. Kederin ne olduğunu biliyorsun. Ve ancak o zaman 'Tamam. Bu duyguyu yaşadım. Bu duyguyu tanıyorum. Şimdi bu duygudan ayrılmam gerekiyor

(But by throwing yourself into these emotions, by allowing yourself to dive in, all the way, over your head even, you experience them fully and completely. You know what pain is. You know what love is. You know what grief is. And only then can you say, 'All right. I have experienced that emotion. I recognize that emotion. Now I need to detach from that emotion)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

"Salı günleri Morrie ile" Mitch Albom, bunlardan kaçınmak veya bastırmak yerine duyguları tam olarak deneyimleme fikrini araştırıyor. Kendini acı, sevgi ve keder gibi duygulara daldırarak, bireyler bu duyguları daha iyi anlarlar. Bu süreç, insan deneyiminin karmaşıklıklarını tanımasına ve kendine ve başkalarına karşı daha derin bir empati geliştirmesine izin verir.

Bireyler duygularıyla tam olarak meşgul olduklarında, müfreze sürecine başlayabilirler. Bu adım duygusal sağlık için çok önemlidir, çünkü insanların onlar tarafından bunalmadan deneyimlerini yansıtmalarını sağlar. Morrie, duygularımızı kabul ederek ve işleyerek onları daha etkili bir şekilde yönetmeyi öğrenebileceğimizi, dengeli ve tatmin edici bir yaşama yol açabileceğimizi öğretir.

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Tuesdays with Morrie: An Old Man, a Young Man, and Life's Greatest Lesson

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Yarısı okunmuş bir kitap, yarım kalmış bir aşk meselesidir.
by {David Mitchell}
Hayatlarımız bize ait değil. Geçmişte ve günümüzde başkalarına bağlıyız ve her suç ve her iyilikle geleceğimizi doğururuz.
by {David Mitchell}
Polensiz ağaçlara böcekleri ve kuşları uzaklaştıracak şekilde gen dizilimi uygulandı; durgun hava böcek ilacı kokuyordu.
by {David Mitchell}
Yeterince uzağa gidersen kendinle tanışırsın.
by {David Mitchell}
İnsanlar "İntihar bencilliktir" diye ahkam kesiyorlar. Pater gibi kariyer sahibi din adamları bir adım daha ileri giderek yaşayanlara korkakça bir saldırı çağrısında bulunuyorlar. Ahmaklar bu yanıltıcı cümleyi farklı nedenlerle savunuyorlar: suçlamalardan kaçınmak, izleyiciyi zihinsel yapısıyla etkilemek, öfkesini boşaltmak ya da sırf sempati duymak için gerekli acıdan yoksun olduğu için. Korkaklığın bununla hiçbir ilgisi yok; intihar büyük bir cesaret ister. Japonların doğru fikri var. Hayır, bencilce olan, sırf aileleri, dostları ve düşmanları biraz vicdan muhasebesinden kurtarmak için bir başkasının dayanılmaz bir varoluşa katlanmasını talep etmektir.
by {David Mitchell}
Görünüşte ilgisiz olayların rastgele bir dizisi.
by {David Mitchell}