Hikaye küçük bir dalga ile ilgili, okyanusta sallanan, büyük bir eski zaman geçiriyor. Rüzgarın tadını çıkarıyor ve taze havanın tadını çıkarıyor-önündeki diğer dalgaları fark ederek kıyıya çarpıyor. `` Tanrım, bu korkunç '' diyor. 'Bak bana ne olacak!' Sonra başka bir dalga geliyor. İlk dalgayı görür, korkunç görünür ve ona 'Neden bu kadar üzgün görünüyorsun?' İlk dalga 'Anlamıyorsun! Hepimiz çökeceğiz! Hepimiz dalgalar hiçbir şey olmayacak! Korkunç değil mi? ' İkinci dalga, 'Hayır, anlamıyorsun. Sen bir dalga değilsin, okyanusun bir parçasısın.

(The story is about a little wave, bobbing along in the ocean, having a grand old time. He's enjoying the wind and the fresh air-until he notices the other waves in front of him, crashing against the shore. 'My God, this is terrible,' the wave says. 'Look what's going to happen to me!' Then along comes another wave. It sees the first wave, looking grim, and it says to him, 'Why do you look so sad?' The first wave says, 'You don't understand! We're all going to crash! All of us waves are going to be nothing! Isn't it terrible?' The second wave says, 'No, you don't understand. You're not a wave, you're part of the ocean.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Hikaye, okyanusta sevinçle hareket eden küçük bir dalgaya odaklanır. Dalga zamanından zevk aldıkça, kıyıya çarpan diğer dalgalara tanık olduktan sonra endişeli hale gelir ve bunun da benzer bir kaderle karşılaşacağından korkar. Yaklaşan sonundan endişe duyan dalga, korkusunu yakındaki başka bir dalgaya ifade ediyor.

Bu ikinci dalga birincisini güvence altına alır ve yanılgısını açıklar. İkinci dalga, birincisinin sadece çökmeye yönelik bir dalga değil, okyanusun ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgular. Bu farkındalık, geniş okyanus içindeki varoluş ve bağlılığın daha derin bir anlayışını vurgulayarak perspektifi değiştirir.

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Tuesdays with Morrie: An Old Man, a Young Man, and Life's Greatest Lesson

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Yarısı okunmuş bir kitap, yarım kalmış bir aşk meselesidir.
by {David Mitchell}
Hayatlarımız bize ait değil. Geçmişte ve günümüzde başkalarına bağlıyız ve her suç ve her iyilikle geleceğimizi doğururuz.
by {David Mitchell}
Polensiz ağaçlara böcekleri ve kuşları uzaklaştıracak şekilde gen dizilimi uygulandı; durgun hava böcek ilacı kokuyordu.
by {David Mitchell}
Yeterince uzağa gidersen kendinle tanışırsın.
by {David Mitchell}
İnsanlar "İntihar bencilliktir" diye ahkam kesiyorlar. Pater gibi kariyer sahibi din adamları bir adım daha ileri giderek yaşayanlara korkakça bir saldırı çağrısında bulunuyorlar. Ahmaklar bu yanıltıcı cümleyi farklı nedenlerle savunuyorlar: suçlamalardan kaçınmak, izleyiciyi zihinsel yapısıyla etkilemek, öfkesini boşaltmak ya da sırf sempati duymak için gerekli acıdan yoksun olduğu için. Korkaklığın bununla hiçbir ilgisi yok; intihar büyük bir cesaret ister. Japonların doğru fikri var. Hayır, bencilce olan, sırf aileleri, dostları ve düşmanları biraz vicdan muhasebesinden kurtarmak için bir başkasının dayanılmaz bir varoluşa katlanmasını talep etmektir.
by {David Mitchell}
Görünüşte ilgisiz olayların rastgele bir dizisi.
by {David Mitchell}