Gözlerini kapatacaktı ve mutlu bir gülümsemeyle kendi ritim duygusuna geçmeye başlıyordu. Her zaman güzel değildi. Ama sonra, bir ortak için endişelenmedi. Morrie kendi başına dans etti.

(He would close his eyes and with a blissful smile begin to move to his own sense of rhythm. It wasn't always pretty. But then, he didn't worry about a partner. Morrie danced by himself.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

"Morrie ile Salı günleri" Mitch Albom, Morrie Schwartz'ın yalnız dans etmede nasıl sevinç ve özgürlük bulduğunu gösteriyor. Elegance veya bir partner eksikliğine rağmen, Morrie'nin mutlu gülümsemesi ve kişisel ritmi, hayattaki basit zevkler için derin bir takdir taşıyor. Anı kucaklama yeteneği, mutluluğa benzersiz bakış açısını sergiliyor ve kendini kabul etmenin hayattan gerçekten zevk almanın anahtarı olduğunu gösteriyor.

Bu sahne, Morrie'nin genel yaşam felsefesini otantik bir şekilde yansıtır ve kendi içinde memnuniyet bulur. Kendi ritmiyle dans ederek, gerçek neşenin dış validasyon veya toplumsal normlardan bağımsız olarak kendi ruhunu beslemekten geldiği fikrini somutlaştırır. Morrie'nin dersleri, yolculuğu boyunca bireysel ifadenin ve öz sevginin önemini vurgulayarak dans eylemini aşıyor.

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Yarısı okunmuş bir kitap, yarım kalmış bir aşk meselesidir.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Hayatlarımız bize ait değil. Geçmişte ve günümüzde başkalarına bağlıyız ve her suç ve her iyilikle geleceğimizi doğururuz.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yeterince uzağa gidersen kendinle tanışırsın.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}