Fakat sevgiyle mutlu edilen her kişi için, pişmanlık nedeni olduğu ortaya çıkan birçok kişi olacak. Çünkü çok geçici olabilir; Bir an nefesimizi kesebilir, bir sonraki bizi yoksun bırakabilir. Bunu yaptığında, aşk, her yıl bizimle kalarak, bir musallat gibi olabilir; Bunun gittiğini biliyoruz, ama bir şekilde kendimizi hala orada olduğuna ikna ediyoruz ... kimse böyle aşık olmayı seçmez, artık orada olmayan bir şeye çok güçlü bir şekilde tutunur.
(But for each person who is made happy by love, there will be many for whom it turns out to be a cause of regret. That is because it can be so fleeting; one moment it may take our breath away, the next it may leave us bereft. When it does that, love can be like a haunting, staying with us for year after year; we know that it is gone, but somehow we persuade ourselves that it is still there... Nobody would choose to be in love like that, to hold on so strongly to something that was no longer there.)
Aşk genellikle insanların yaşamlarına sevinç ve tatmin getirme kapasitesi nedeniyle kutlanır. Bununla birlikte, soluklaştığında derin üzüntüye ve özlemlere de yol açabilir. Romantik anların coşkusu ile yokluğunun acısı arasındaki kontrast, kalıcı duygusal yara izleri yaratabilir, bu da bazılarının artık var olmayan aşk anılarına tutunmasına neden olabilir. Aşkın bu acı tatlı doğası, gerçek bağlantı kaybolsa bile, yıllardır kişinin düşünceleri ve duygularına hakim olan akılda kalıcı bir deneyime dönüşebilir.
Birçoğu kendilerini boş hissettiren bir aşk için özlem duyan bir nostalji döngüsüne yakalanmış buluyor. Bu fenomen, yoğun mutluluğa ilham verme yeteneğinin genellikle pişmanlık ve gönül yarası potansiyeli eşlik ettiği sevginin karmaşık doğasının altını çizer. Aşk zenginleştirici olsa da, kaybının ardından bireylerin anılara yapışmasına neden olabilir, bu da tamamen bırakmayı ve ilerlemeyi zorlaştırır. Sonuçta, aşk, güzel olsa da, hem neşenin hem de kederin ağırlığını taşır.