Sıradan siz, her sabah işe gitmek zorunda olan siz, bir hane halkı işletmesi, fatura ödemesi, tüm bunları yapması gereken, bir şekilde heyecan verici, sanatsal, tamamen canlı bir size dönüştü. Paris bunu yapıyor.

(The ordinary you, the you that has to go to work every morning, the you that has to run a household, pay bills, do all of those things--that you is somehow changed into an exciting, artistic, fully alive you. That's what Paris does.)

by {Alexander McCall Smith}
(0 Yorumlar)

Alıntı, Paris'i ziyaret etmenin dönüştürücü deneyimini vurgular ve günlük yaşamın sıradan yönlerinin aşılabileceğini düşündürmektedir. İş ve ev işleri gibi rutin sorumlulukları yöneten sıradan kişi, Paris'in sanatsal özüne maruz kaldığında canlı ve yaratıcılık dolu yeni bir kimlik bulabilir. Günlük benlik ve kurtarılmış, sanatsal benlik arasındaki kontrast, şehrin bireyler içindeki daha derin duygu ve yeteneklere ilham verme ve uyandırma yeteneğini vurgular.

Bu metamorfoz, Paris'in sanat, güzellik ve kültürün her zaman mevcut olduğu eşsiz atmosferini yansıtıyor. Sanki şehir bir katalizör gibi davranıyor, insanları genellikle günlük yükümlülüklerin ağırlığının altına gömülmüş tutkuları ve yaratıcılığı yeniden keşfetmeye teşvik ediyor. McCall Smith, doğru ortamda kişinin gerçek benliğinin ortaya çıkabileceği, rutinin ötesine geçen ve canlılık duygusunu kıran heyecan verici olasılıkları ortaya çıkarabileceği fikrini yakalar.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
134
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in book quote

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}