Eddie bir düdük çıkardı. O eski çantadan gerçekten kurtuldun. Lütfen ona söyleme. Ama öyle, dedi Eddie. Geçen gün Parmesan'dan şikayet etti. Az ya da çok beni Grana'nın yerine geçmekle suçladı. O gerçek bir acı. Büyük zaman.
(Eddie let out a whistle. You really got rid of that old bag. Please don't call her that. But that's what she is, said Eddie. She complained to me about the Parmesan the other day. She more or less accused me of substituting grana. She's a real pain. Big-time.)
Konuşmada Eddie, bir durumdan çıkarılan ve küçümseyerek ona atıfta bulunarak memnuniyeti ifade eder. Parmesan peyniri ile ilgili küçük bir ayrıntıya göre eleştirdiği ve nitpicky tavrını gösteren son zamanlarda onu eleştirdiği son bir deneyimi paylaşıyor.
Diyalogdaki diğer kişi Eddie'den aşağılayıcı bir dil kullanmaktan kaçınmasını ister ve daha fazla saygı duyulmasına neden olur. Bununla birlikte, Eddie bakış açısında ısrar ediyor, onu önemli bir sıkıntı olarak etiketliyor ve şikayetlerinin yıkıcı doğasını vurguluyor.