Alıntı, bir evin metaforu aracılığıyla kalıtsal servet kavramını vurgular. Birisi ebeveynlerinin sahip olduğu bir evde ikamet ederse, miras alınan mülkle birlikte gelen kolaylığı gösteren kendileri satın almak zorunda kalmayacaklarını gösterir. Fikir, bir aile evinde yaşamanın, kişinin kendi evini satın almasından mali yardım sağladığı herkesin sevmediği bir ayrıcalık seviyesi anlamına gelir.
Ayrıca, alıntı, kalıtsal servetin potansiyel olarak kusurlu veya istenmeyen olarak algılanmasına değiniyor. Duygu, bazı insanların kalıtsal zenginlikleri şüphecilikle gördüğü ve kazanılan servetin değerinden yoksun olabileceğine inandığı fikrini yansıtır. Bu perspektif, toplumdaki servet mirasının adilliği ve etiği hakkında soruları gündeme getirerek, kişisel inançlara bağlı olarak kimliğini ve statüsünü nasıl farklı şekilde şekillendirebileceğini vurgular.