St. Aggie's'deki her şey baş aşağı ve içten. Bizim işimiz ay göz kırpma ve baş aşağı bir dünyada sağ tarafta durmamak. Eğer bunu yapmazsak asla kaçamayız. Asla düşünemeyeceğiz. Ve bir kaçış planlamanın tek yolu düşünmek.-Gylfie

(Everything here at St. Aggie's is upside down and inside out. It's our job not to get moon blinked and to stand right side up in an upside down world. If we don't do that we'll never be able to escape. We'll never be able to think. And thinking is the only way we'll be able to plan an escape.-Gylfie)

by {Kathryn Lasky}
(0 Yorumlar)

Kathryn Lasky'nin "Yakalama" nda Gylfie karakteri, her şeyin düzensiz hissettiği St. Aggie's'deki kaotik çevreleri hakkında derin bir farkındalık ifade ediyor. Karşılaştıkları zorluk, kargaşaya rağmen netliği ve soğukkanlılığı korumaktır. Gylfie, karışıklığa yenik düşmenin veya "ay göz kırpmanın", çıkmazdan bir çıkış yolu bulma yeteneklerini engelleyeceğini öne sürüyor.

Bu onay, zor durumlarda eleştirel düşünmenin ve istikrarlı bir bakış açısının önemini vurgulamaktadır. Gylfie, karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmek ve başarılı bir kaçış planı tasarlamak için, topraklanmış kalmanın ve kaosun ortasında açıkça düşünmenin gerekli olduğuna inanıyor. Bu felsefe, belirsizlikle dolu bir dünyada gezinmede esneklik ve zihinsel güç ihtiyacının altını çiziyor.

Stats

Kategoriler
Book
Votes
0
Page views
33
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in The Capture

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}