Spor salonuna gitmiyorum. Her zaman çok atletik oldum ve çok aktif kaldım. Parkurda koşuyordum. Kelimenin tam anlamıyla spor salonu üyeliği alma arzum yok.
(I don't go to the gym. I've always been very athletic and kept very active. I used to run track. I literally have no desire to get a gym membership.)
Bu alıntı, fitness ve fiziksel aktivitenin mutlaka geleneksel spor salonu rutinlerine uyması gerekmediğini vurgulamaktadır. Birey, fitness kaynağı olarak aktif yaşam tarzını ve atletik geçmişini vurgulayarak, formda kalmak için spor salonu üyeliğinin şart olduğu yönündeki yaygın düşünceye meydan okuyor. Aktif kalma konusunda daha kişisel ve esnek bir bakış açısını teşvik ederek, kişisel motivasyon ve bireysel koşulların genellikle sağlığa ve sağlıklı yaşama yaklaşımımızı etkilediğini hatırlatır.