Küçükken okulda öğretmenlerimizin bize okyanustaki plastikten, açlıktan ölen kutup ayılarından vb. filmler gösterdiğini hatırlıyorum. Bütün filmlerde ağladım. Sınıf arkadaşlarım filmi izlerken endişelendiler ama film bittiğinde başka şeyler düşünmeye başladılar. Bunu yapamadım. O resimler kafama kazınmıştı.
(I remember when I was younger, and in school, our teachers showed us films of plastic in the ocean, starving polar bears and so on. I cried through all the movies. My classmates were concerned when they watched the film, but when it stopped, they started thinking about other things. I couldn't do that. Those pictures were stuck in my head.)
Bu alıntı, çevresel yıkıma tanık olmanın özellikle genç beyinler üzerinde yaratabileceği derin duygusal etkiyi vurguluyor. Çevresel aktivizmin desteklenmesinde gerçek farkındalık ve empatinin öneminin altını çiziyor. Görseller güçlü duygular uyandırdığında, hızla kaybolan pasif endişenin aksine, daha kararlı ve içten bir tepkiye yol açabilirler. Bizi, çevresel sorunlara maruz kalmanın geçici duygulardan ziyade sürekli eyleme nasıl ilham vermesi gerektiğini düşünmeye davet ediyor. Sonuçta gerçek anlayış, sorunları içselleştirmemizi ve fark yaratmak için somut çabalarla yanıt vermemizi gerektirir.