Başka bir kişi olmak gibi bir şey olduğunu bilseydiniz, o zaman acıya neden olacak bir şeyi nasıl yapabilirdiniz? Bununla birlikte, sorun, bu yaratıcı kısmın sadece eksik olduğu insanlar gibi görünüyordu. Bu şekilde doğmuş olabilirler-beyinlerinde eksik bir şeyle-ya da böyle olmaları olabilir, çünkü ebeveynleri tarafından başkalarına sempati duymaları için asla öğretilmediler.
(If you knew what is was like to be another person, then how could you possibly do something which would cause pain? The problem, though, was that there seemed to be people in whom that imaginative part was just missing. It could be that they were born that way--with something missing from their brains--or it could be that they became like that because they were never taught by their parents to sympathise with others.)
Alıntı, insan etkileşimlerinde empatinin ve anlayışın önemini yansıtmaktadır. Eğer biri başka bir kişinin duygularını ve deneyimlerini gerçekten anlarsa, onlara acı vermenin imkansız olacağını düşündürmektedir. Bu kavram, empatinin ahlaki davranışlara ve şefkatli eylemlere rehberlik eden temel bir insan özelliği olduğu fikrinin altını çizmektedir. Bu yaratıcı kapasite olmadan, bireyler eylemlerinin başkaları üzerindeki etkisini tanıyamaz ve zararlı davranışlara yol açabilirler.
Metin, bazı insanlarda empatinin yokluğunun arkasındaki nedenleri daha fazla araştırıyor. Bazı bireylerin nörolojik farklılıklar nedeniyle bu yaratıcı anlayış eksikliğine yatkın olma olasılığını arttırırken, diğerleri onu yetiştirme sonucu geliştirebilir. Ebeveynler çocuklarında sempati ve şefkat değerlerini aşılamazlarsa, yavrular başkalarının duygularıyla ilişki kuramayabilir, sonuçta ilişkilerini ve ahlaki kararları etkileyebilir.