Bir bakıma C.I.D. Adam oldukça şanslıydı, çünkü hastanenin dışında savaş hala devam ediyordu.Men delirdi ve madalya ile ödüllendirildi. Dünyanın her yerinde, bomba hattının her iki tarafındaki çocuklar, ülkelerinin olduğu söylenenler için hayatlarını bırakıyorlardı ve hiç kimse akıl almaz görünmüyordu, en azından genç hayatlarını bırakan tüm erkeklerin tüm çocuklarından biri değildi. Görünürde bir sonu yoktu.
(In a way the C.I.D. man was pretty lucky, because outside the hospital the war was still going on.Men went mad and were rewarded with medals. All over the world, boys on every side of the bomb line were laying down their lives for what they had been told was their country, and no one seemed to mind, least of all the boys who were laying down their young lives. There was no end in sight.)
Kahraman, savaş sırasında askerlerin karşılaştığı durumun trajik ironisini yansıtıyor. C.I.D. Bir hastaneye sığınan adam, kaosun duvarlarının ötesine patlamasıyla keskin bir tezat oluşturuyor. Devam eden çatışma, vatanseverlik kavramlarından kaynaklanan sayısız genç erkeği tereddüt etmeden kurban ediyor. Savaşın deliliği, savaşın dehşetiyle deliliğe yönlendirilenlerin sık sık madalya verildiği ve kaosun ortasında çarpık bir onur duygusu olduğunu gösterdiği için daha da yoğunlaşıyor.
Bu yorum, yaşam kutsallığının amansız bir savaşla gölgede bırakıldığı ve bir şiddet ve kayıp döngüsü yarattığı korkunç bir gerçekliği vurgulamaktadır. Askerler arasında kaderleri konusunda farkındalık ve kayıtsızlık eksikliği, kötü durumlarının trajik yönlerinin altını çiziyor. Kurbanlarının trajik boşluğu ile karşılaştıkça, savaşın hayatları üzerinde silinmez bir etki bıraktığı, görünürde bir çözüm veya barış olmadan açık hale geliyor.