Paris'te açıklamalar ne olursa olsun, öngörülebilir bir sırayla gelir. Birincisi, benzersiz, romantik birey, daha sonra ideolojik mutlaklar açısından açıklama ve daha sonra tüm açıklamaların boşluğu açısından açıklama açısından açıklama geliyor.
(In Paris explanations come in a predictable sequence, no matter what is being explained. First comes the explanation in terms of the unique, romantic individual, then the explanation in terms of ideological absolutes, and then the explanation in terms of the futility of all explanation.)
"Paris to the Moon" da Adam Gopnik, Paris'teki açıklamaların belirli bir kalıbı takip etme eğilimini yansıtıyor. Başlangıçta, herhangi bir durum, ilgili bireylerin benzersiz ve romantik yönlerinin merceği aracılığıyla tanımlanır. Bu yaklaşım, şehrin cazibesi ile yankılanan kişisel hikayeleri ve bireysel deneyimleri vurgular.
Bunu takiben, açıklamalar, olayların veya davranışların anlaşılmasına daha soyut bir çerçeve uygulayarak daha geniş ideolojik kavramlara doğru değişir. Son olarak, daha nihilistik bir perspektife doğru bir dönüş vardır, bu da hiçbir açıklamanın yaşamın karmaşıklıklarını gerçekten kapsayamayacağını, sonuçta Paris'in güzel kaosundaki anlayış sınırlamalarını vurgulayamayacağını düşündürür.