Fransızlar tüm hataların uzak olduğuna, başkasının hatası olduğuna inanıyor. Amerikalılar, mesafe, fark olmadığını ve bu nedenle herhangi bir sorunun olmadığını, herhangi bir sıkıntının basit yanlış anlamalar olduğuna inanıyor, bunun sonucunda henüz yeterince yüksek sesle İngilizce konuşmamanız.
(The French believe that all errors are distant, someone else's fault. Americans believe that there is no distance, no difference, and therefore that there are no errors, that any troubles are simple misunderstandings, consequent on your not yet having spoken English loudly enough.)
"Paris to the Moon" da Adam Gopnik, Fransız ve Amerikan perspektiflerini sorumluluk ve hata konusundaki tezatlarını çelişiyor. Fransızca görüşlerinin dışsal olarak, onları başkalarına veya uzak nedenlere atfettiğini öne sürüyor. Bu perspektif, kişisel hesap verebilirlikten belirli bir mesafeyi teşvik eder ve insan etkileşimlerinin karmaşıklıklarını vurgular. Öte yandan, Amerikalılar bireyler arasında bir mesafe olmadığına inanma eğilimindedir ve hataları sadece yanlış anlamalar olarak reddetmelerine neden olurlar. Bu inanç, daha açık bir diyalog yoluyla sorunların kolayca çözülebilir olduğu, genellikle çaba ve netlik yoluyla engellerin üstesinden gelmeye olan güveni yansıtan daha basit bir yaklaşım anlamına gelir.