Kendi ülkenizde aksanlara dayanarak insanlar hakkında, mimariye dayanarak alanlar hakkında varsayımlarda bulunmak kolaydır.
(In your own country, it's easy to make assumptions about people based on accents, about areas based on architecture.)
Bu alıntı, aşinalığın nasıl yüzeysel yargılara yol açabileceğini vurguluyor. Çoğu zaman, başkaları veya toplulukları hakkında fikir oluşturmak için aksan ve mimari gibi görsel ve işitsel ipuçlarına güvenme eğilimindeyiz. Bu göstergeler içgörüler sunabilse de, farkındalıkla yaklaşılmadığı takdirde stereotipleri güçlendirme riski de taşıyor. Bu önyargıların farkına varmak, başlangıçtaki varsayımları sorgulamamıza olanak tanır ve tanıdık ortamlar içindeki kültürel çeşitliliğe ilişkin daha incelikli bir anlayış geliştirmemizi sağlar. Bir yeri veya o yerin insanlarını ne kadar iyi tanıdığımızı düşünürsek düşünelim, bize yüzeyin altında her zaman daha fazlasının olduğunu hatırlatır.