Dünyanın neresinde olduğu ya da filmi kiminle yaptığım önemli değil; yerleştirme hissine en yakın şey bu.
(It doesn't matter where it is in the world or who I'm making the movie with; that's the closest thing that I've got to a sense of placement.)
Bu alıntı, insanın bir yer ve ait olma duygusuna olan derin ihtiyacından bahsediyor. Hayatın kaosu ve çeşitliliği içinde, anlamlı bir film yapmak gibi bazı başarıların, amaç ve kimlik sağlayan bir dayanak noktası olarak hizmet edebileceğini vurguluyor. Konum veya işbirlikçiler gibi dış faktörlerin, yaratılıştan elde edilen içsel doyumdan daha az önemli olduğu fikri, kişisel bağlantının ve içsel doğrulamanın önemini vurgulamaktadır. Bize, fiziki coğrafyayı aşan, bizi tanımlayan tutkulardan ve arayışlardan gerçek bir yer duygusunun geldiğini hatırlatır.