Sadece 'Kara Gökkuşağı'nı yapmak, ölmeden önce asgari şartım gibiydi, böylece tamamen utanç içinde değil, biraz onurla ölebileyim.
(Just making 'Black Rainbow' was like my minimum requirement before death, so that I could die with some honour and not in total shame.)
Bu alıntı, yaratım arayışına ve kişisel onaylanma arzusuna dair derin bir bakış açısını yansıtıyor. Bireysel görüşler 'Kara Gökkuşağı'nın tamamlanmasını yalnızca bir proje dönüm noktası olarak değil, aynı zamanda kaçınılmaz sondan önce kişisel onur ve dürüstlük duygusuna ulaşmak için gerekli bir eylem olarak görüyor. Özellikle ölümlülüğü düşünürken insanın başarı yoluyla anlam arama eğilimini vurgular. 'Asgari gereklilik' üzerindeki vurgu, belki de yaşamın kendisinin bir dizi hedef ve kriterden oluştuğunu ve belirli bir hedefe ulaşmanın bir çeşit teselli veya gerekçe sağladığını öne sürüyor. Böyle bir ifade, özellikle ölümle yüzleşirken, geride bir tür miras veya onur bırakmaya yönelik evrensel arzuyla yankılanıyor. Önemli bir işe imza atmanın utançtan kurtuluş sağladığı düşüncesi, kendini olumlamanın bir yolu olarak yaratıcı ifadenin öneminin altını çiziyor. Aynı zamanda hayatta kendimizi çoğunlukla arayışlarımız ve başarılarımızla tanımladığımız fikri üzerine düşünmeye de yol açar. Üstelik bu alıntı ölümlülük, miras ve insanın kendine değer verme ihtiyacı temalarına da değiniyor ve bize en iddialı çabalarımızın bile sonuçta ölümlülüğün karşısına gurur duygusuyla çıkma girişimleri olduğunu hatırlatıyor. Anlamlı bir şey yaratma eylemi sembolik bir eyleme dönüşür; kişinin varlığının önemli olduğu ve pişmanlık duymadan sonunu getirebileceği iddiası. Sonuçta, hayatın geçiciliğiyle yüzleşmek için yaratıcılık ve başarıyı araç olarak kullanarak, hayatın kısalığı ile geride bir onur izi bırakma arzusu arasındaki hassas danstan bahsediyor.