Kraft, Pennsylvania'dan sadece sevilmek isteyen sıska, zararsız bir çocuktu ve bu kadar alçakgönüllü ve bir hırsları bile hayal kırıklığına uğratmaya mahkum oldu. Bunun yerine, sevilmekten ötürü öldü, barbar kazıkta, bir kanadı olan uçak düşerken, son değerli anlarda kimsenin duymamış olan kanama cürufu.
(Kraft was a skinny, harmless kid from Pennsylvania who wanted only to be liked, and was destined to be disappointed in even so humble and degrading an ambition. Instead, of being liked, he was dead, a bleeding cinder on the barbarous pile whom nobody had heard in those last precious moments while the plane with one wing plummeted.)
Pennsylvania'dan zayıf ve alçakgönüllü bir çocuk olan
Kraft, başkaları tarafından kabul edilmek ve sevilmek için basit bir arzu vardı. Ancak, istekleri trajik bir şekilde yerine getirilmedi, onu arkadaşlığa değil, üzücü bir sona götürdü. Arkadaşlık veya kabul bulmak yerine, nihayetinde masum isteği ile yaşamın sert gerçekleri arasındaki eşitsizliği gösteren korkunç bir kaderle karşılaştı.
Son anlarında, uçak bir kanat gittikçe aşağıya doğru acı çekerken, Kraft'ın varlığı sessiz bir trajedi ile sonuçlandı. Hiç kimse, hayatını işaretleyen yalnızlığı ve umutsuzluğu vurgulayarak acılarını veya memnuniyetini kabul etmedi. Bu dokunaklı an, bağlantı arayan ancak kendilerini kaosun ortasında izole edenlerin kırılganlığının kesin bir hatırlatıcısı olarak hizmet eder.