Ölmekten beni inciten tek şey, aşkla ilgili olmamasıdır.
(The only thing that hurts me about dying is that it's not about love.)
Gabriel García Márquez'in "Kolera Zamanında Sevgi" nde, dokunaklı bir alıntı konuşmacının ölüm tefekkürünü yansıtır. Acılarının özü, kendisini ölme korkusunda değil, ölümün hayatın temel bir yönü olan sevginin etrafında dönmediğinin farkına varır. Bu perspektif, sevginin sadece yaşam ve ölme eylemini nasıl aştığını vurgulayarak, onu insan deneyimine merkez haline getiren bir üzüntü hissi verir.
Bu gözlem, okuyucuları ilişkilerinin derinliğini ve hayatlarındaki sevginin önemini dikkate almaya davet eder. Ölüm kaçınılmaz olmakla birlikte, sevginin kalıcı doğasının varoluşa anlam getirebileceğini, bu sevginin ölümün kaçınılmazlığından ziyade altını çizen yolculuklarımızın odak noktası olması gerektiğini düşündürmektedir. Özünde, sevginin yaşamlarımızı nasıl şekillendirdiği ve mortalite karşısında yokluğunu tanıma ile ilişkili acıyı nasıl şekillendirdiğini yansıtıyor.