Aşk yağmur gibiydi; Sevginin asla geri dönmeyeceği, varlığını bir daha hissettirmeyeceği gibi kuraklık dönemleri olabilir. Böyle zamanlarda, kalp sertleşebilirdi, ama sonra kuraklıklar kırıldığı gibi, bu yüzden de sevgi aniden ortaya çıkabilir ve yağmurun kavrulmuş araziyi iyileştirebileceği kadar hızlı ve tamamen iyileşebilir.

(Love was like rain; there could be periods of drought when it seemed that love would never return, would never make its presence felt again. In such times, the heart could harden, but then, just as droughts broke, so too could love suddenly appear, and heal just as quickly and completely as rain can heal the parched land.)

by {Alexander McCall Smith}
(0 Yorumlar)

Alexander McCall Smith'in "değerli ve zarafet" alıntısı, sevginin doğasını tanımlamak için yağmur metaforunu kullanıyor. Sevginin bazen kıt hissedebileceğini, bulunmayan ve ulaşılamaz göründüğü bir kuraklığa benzeyebileceğini gösterir. Bu zor zamanlarda, kuru arazinin yaşamı besleyememesini yansıtarak bir kişinin kalbi sertleşebilir.

Bununla birlikte, tıpkı yağmur sonunda kuraklığı hafifletmeye geldiğinde, aşk beklenmedik bir şekilde geri dönebilir ve şifa getirebilir. Bu ani sevgi yeniden canlanması, yağmurun dünyayı nasıl canlandırdığı gibi, kişinin ruhunu geri yükleyebilir. Aşkın yokluğu ve geri dönüşü döngüsü, nihayetinde duygusal manzaramızı canlandıran doğal bir süreçtir.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
165
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Precious and Grace

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}