Annem kardeşimi daha çok sevdi. Beni sevmediği için değil - her gün sevgisinin yıkanmasını hissettim, üzerime döktü, ama farklı bir tür, farklı bir ve tamer, su kütlesinden sifonlandı. Ben onun sevgili kızıydım; Joseph onun buydu.
(Mom loved my brother more. Not that she didn't love me - I felt the wash of her love every day, pouring over me, but it was a different kind, siphoned from a different, and tamer, body of water. I was her darling daughter; Joseph was her it.)
Anlatıcı, kardeşi Joseph'e kıyasla annesinden aldığı sevgide derin bir fark hissediyor. Annesinin hayatındaki sevgisinin varlığını kabul ederken, onu daha yumuşak, daha az yoğun bir sevgi olarak algılar. Bu, annesinin Joseph ile etkileşim biçimiyle bir tezat oluşturur, bu da annelerinin kalbindeki yerinin tekil ve derin olduğunu gösterir, anlatıcının biraz gölgede kalmasına neden olur.
Bu dinamik, anlatıcıyı kimliğiyle ve "sevgili kızı" olma fikriyle boğuşurken, erkek kardeşinin daha değerli bir rol işgal ettiğini hisseder. Farklı su bedenleri olarak aşk metaforu, ilişkilerinin karmaşıklığını ve ailelerindeki eşsiz duygusal manzarayı göstermektedir. Aimee Bender'ın ailevi sevgiyi keşfetmesi, karmaşık sevgi katmanlarını ve eşit onay ve sevgi özlemini ortaya çıkarır.