Bay J.L.B. Matekoni, diye sordu, sence yaşlandıkça ruhlarımızın büyüdüğünü düşünüyor musunuz? Hemen cevap vermedi, ama yaptığında cevabının oldukça mükemmel olduğunu düşündü. Evet, dedi. Ruhlarımız genişliyor. Dışa doğru bir ağacın dalları gibi büyürler. Ve

(Mr. J.L.B. Matekoni, she asked, do you think that our souls grow as we get older? He did not answer immediately, but when he did, she thought his answer quite perfect. Yes, he said. Our souls get wider. They grow like the branches of a tree-growing outwards. And)

by {Alexander McCall Smith}
(0 Yorumlar)

Alexander McCall Smith'in "Değerli ve Grace" de, Precious ve Bay J.L.B karakterleri arasında bir konuşma ortaya çıkıyor. Matekoni bir yaş olarak ruhun doğası ile ilgili. Ruhlarımızın zamanla genişlediğine inandığını ve cevap vermeden önce bir yansıma anı isteyip istemediğini soruyor. Onun düşünceli cevabı, ruhun büyümesini ağaç dallarının dışa doğru gerilmesine benzeterek doğal ve güzel bir gelişme öneriyor.

Bu metafor, insanların yaşamı deneyimledikçe, ruhlarının daha zengin ve daha kapsayıcı hale geldiği, sevgi, anlayış ve bağlantı kapasitelerini genişlettikleri fikrini vurgular. Yaşam deneyimlerinin daha derin bir benlik duygusuna ve çevremizdeki dünyaya daha geniş bir perspektife katkıda bulunduğunu vurgulayarak kişisel gelişimin derin bir anlayışını yansıtır.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
125
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Precious and Grace

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}