Benim için tek açıklamam, tek kullanımlık insanların olmamasıdır. Benim yaşadığım inanç budur. Şarkı söyleyip söylememem önemli değil. Bu, babamın ve annemin olmamı istediği türden bir insandı. Nihai yükümlülük, insanların kim oldukları konusunda kendilerini iyi hissetmelerini sağlamaktır.
(My only description for me is that there's no throwaway people. That's the creed that I live by. It doesn't matter if I'm singing or not. That's the kind of person that my father and mother wanted me to be. The end obligation is to make people feel good about who they are.)
Bu alıntı başkalarına karşı derin bir şefkat ve sorumluluk duygusunu temsil ediyor. Koşulları veya algılanan önemi ne olursa olsun, her bireyin içsel değerini vurgular. Konuşmacının hiç kimsenin 'kullan-at kişi' olmadığına dair inancı, saygı ve haysiyete dayanan ahlaki bir duruşu yansıtır. Böyle bir bakış açısı bizi yüzeysel yargıların ötesini görmeye ve karşılaştığımız herkesin doğasında var olan değeri fark etmeye teşvik eder. Çoğunlukla farklılıklarla bölünmüş bir dünyada, bu zihniyet kapsayıcılığı ve nezaketi teşvik ederek bizi yalnızca kendimize karşı değil, etrafımızdakileri de yüceltme yükümlülüğümüzü yerine getirmeye teşvik ediyor.
Konuşmacının şarkı söylemenin bir meslek olduğundan bahsetmesi, kimlik ve amacın yalnızca kişinin ne yaptığıyla değil, aynı zamanda eylemlerinin ardındaki niyetle de tanımlandığının altını çiziyor. İnsanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlama inancıyla yaşamak, topluluk duygusunu ve paylaşılan insanlık duygusunu geliştirir. Empati ve bağlantı gibi daha geniş temaları yansıtıyor ve bize birincil rolümüzün başkalarına gerçek bir özenle hizmet etmek olabileceğini hatırlatıyor. Ayrıca, konuşmacının ebeveynlerinin kişisel etkisi, yetiştirme ve nesiller boyunca aktarılan değerlerin, tutumların şekillendirilmesinin ve olumlu etkiye adanmış bir yaşamın şekillendirilmesinin öneminin altını çizmektedir. Sonuçta bu alıntı bizi, ne kadar küçük olursa olsun, eylemlerimizin daha şefkatli ve kapsayıcı bir topluma nasıl katkıda bulunduğunu düşünmeye davet ediyor. Yüzeysel rolleri aşan nezakete bağlılığı yansıtır ve herkese saygıyla ve insanca davranmanın önemini vurgular.