Her şeyi gerçekten bilmenin bir yolu yok, bunu biliyordu ve hatta her şeyi gerçekten bilmenin bir yolu olup olmadığını bile bilemeyeceğimizi bile.
(There is no way to really know everything, he knew that, and even that we can't even know if there really isn't a way to really know everything.)
Joseph Heller'in "Catch-22" nin alıntısı, bilginin doğal belirsizliğini yansıtıyor. Tam anlayışın ulaşılamaz olduğunu ve bu tür anlayışın var olduğu inancının bile tartışmalı olduğunu düşündürmektedir. Bu felsefi perspektif, insan anlama sınırlamalarını ve gerçekliğin karmaşıklıklarını vurgulamaktadır.
Bu kavram, karakterlerin genellikle yaşam saçmalıkları ve bürokrasi ile boğuştuğu "Catch-22" deki temalarla yankılanır. Heller'in çalışması, okuyucuları varoluş paradokslarıyla yüzleşmeye davet ediyor ve mutlak gerçekler kavramına meydan okuyor ve belirsiz bir dünyada kesinlik arayışının kendisinin meyvesiz bir çaba olabileceğini vurguluyor.