Şimdi, daha önce ima ettiğim gibi, o kişi başka bir kişiyi öldürmediği veya hakaret etmediği sürece, herhangi bir kişinin dinine itirazım yok, çünkü o kişi de buna inanmıyor. Fakat bir erkeğin dini gerçekten çılgınca; O'na olumlu bir işkence olduğunda; Ve, para cezası, bu dünyamızın rahat bir hanı içinde yerleştirmek için rahatsız edici bir han haline getirir; Sonra o bireyi bir kenara bırakmanın ve onunla noktayı tartışmanın zamanının geldiğini düşünüyorum.
(Now, as I before hinted, I have no objection to any person's religion, be it what it may, so long as that person does not kill or insult any other person, because that other person don't believe it also. But when a man's religion becomes really frantic; when it is a positive torment to him; and, in fine, makes this earth of ours an uncomfortable inn to lodge in; then I think it high time to take that individual aside and argue the point with him.)
Herman Melville'in "Moby Dick" de anlatıcı, bireysel dinlere karşı hoşgörülü bir tutum ifade ederek karşılıklı saygının önemini vurguluyor. Kişinin inançlarının başkalarına zarar vermediği veya hakaret etmediği sürece, onlara itiraz olmaması gerektiğine inanıyor. Bu görüş, çatışma veya şiddete yol açmaması koşuluyla inanç çeşitliliğinin kabul edilebilir olduğu fikrini teşvik etmektedir.
Ancak Melville, kişinin inançlarında aşırı ateşe karşı uyarıyor. Din sıkıntıya veya rahatsızlığa neden olan bir saplantı haline geldiğinde, bu yoğunluğu ele almanın çok önemli olduğunu öne sürüyor. Anlatıcı, inançları kişisel işkenceye yol açanlara yardım etmek için tartışmaları savunuyor, toplumda uyumu korumak için inançta denge ve rasyonellik ihtiyacını vurguluyor.