İnsanlar ayrılma anahtarından bahsediyorlar ve tam olarak ne olduğunu hissetti. Metal bir nesneyi bir mıknatısdan alın ve biri deneyimleyebilir - çekiliş, römorkör, bağın havadan bile akışı ve sonra ayrılık meydana geldikçe ani ayrılma vardı. Buydu buydu. Bu insan ayrılıkçıydı. Bunu hissettin; Ayrılmayı hissettiniz, tıpkı dokunun ayrıldığını hissettiğiniz gibi.
(People talk of the wrench of parting, and that, he felt, was exactly what it was. Take a metal object off a magnet and one would experience that - there was the draw, the tug, the flow of the bond even through the air, and then the sudden detaching as separation occurred. That was what it was like. That was human parting. You felt it; you felt the separation, just as you would feel the rending of tissue being pulled apart.)
Yazar, bir metal nesneyi bir mıknatıstan uzaklaştırmanın fiziksel deneyimiyle karşılaştırarak ayrılmanın duygusal etkisini göstermektedir. Bu benzetme, bireyler arasında var olan güçlü bağlantıyı ve bağı ileterek ayrılıkla ilişkili yoğun duyguları vurgular. Tıpkı nesnenin ayrılmadan önce bir çekiş hissettiği gibi, insanlar veda etme üzüntüsünü yoğunlaştıran benzer bir duygusal römorkör yaşarlar.
Fiziksel'yi duygusal ile birleştiren alıntı, dokuların ortaya çıkmasına benzer, viseral ayrılık ağrısını yakalar. Bu metafor, ayrılmanın sadece zihinsel veya duygusal bir olay değil, aynı zamanda derinden hissedilen bir fiziksel deneyim olduğunu vurgular. Okuyuculara insan bağlantılarının derin doğasını ve çözünmelerine eşlik eden ağrıyı hatırlatmaya hizmet eder.