İnsanlar arasındaki ilişkilerin kalbini tehdit ettiğini düşündüğü sahtekârlığı asla tolere edememişti. Başka insanlara söylediklerini kastetmeye ya da yaptıklarını söylediklerini yapmak için güvenemediyseniz, hayat tamamen öngörülemez hale gelebilir. Birbirimize güvenebileceğimiz gerçeği, hayatın basit görevlerini üstlenmeyi mümkün kıldı.

(She had never been able to tolerate dishonesty, which she thought threatened the very heart of relationships between people. If you could not count on other people to mean what they said, or to do what they said they would do, then life could become utterly unpredictable. The fact that we could trust one another made it possible to undertake the simple tasks of life.)

by {Alexander McCall Smith}
(0 Yorumlar)

"Hayatın Tam Dolabında", yazar Alexander McCall Smith, insan ilişkilerinde dürüstlüğün kritik önemini araştırıyor. Kahraman, sahtekârlığın bireyler arasındaki anlamlı bağlantılar için gerekli olan güven temelini zayıflattığına inanıyor. Başkalarının sözlerini koruyacağına dair güvence olmadan, hayat kaotik ve öngörülemez hale gelir ve günlük en basit faaliyetlerde bile zorluklar yaratır.

Bu perspektif, güvenin sadece sosyal bir güzellik değil, toplumsal işlevsellik için temel bir gereklilik olduğunu vurgulamaktadır. Birbirlerine güvenme yeteneği, insanların etkileşimlerinde işbirliğini ve istikrarı teşvik ederek hayatlarında daha fazla gezinmelerini sağlar. Bu güven olmadan, ilişkiler topluluklarda genel refahı ve uyumu etkileyecek.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
146
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}