Ayakkabılar konuşmasına müdahale eder, çünkü sürekli olarak ayaklarının altındaki zemine hitap eder. Affetme sormak. Suçluluğunu anlamlandırmak için nefret dolu bir olayların sahibi olmak, sevme, geri çekilme, yeniden düzenleme. Hepimiz, sanırım. Hikayenin versiyonumuzu icat etmeye çalışıyorum. Tüm insan odaları aslında bir, hayatım; Tarihten çaldıklarım ve onunla nasıl yaşadığımı.
(Shoes would interfere with her conversation, for she constantly addresses the ground under her feet. Asking forgiveness. Owning, disowning, recanting, recharting a hateful course of events to make sense of her complicity. We all are, I suppose. Trying to invent our version of the story. All human odes are essentially one, My life; what I stole from history, and how I live with it.)
Passage, ortak bir aksesuar olan ayakkabıların bir kişinin kendileriyle derin, içgözlemsel konuşma yapma yeteneğini engelleyebileceği fikrini yansıtır. Karakter genellikle kendini yürüdüğü zeminle meşgul bulur, bu da kurtuluş ve geçmiş eylemlerini anlama arayışını sembolize eder. Suçluluk duygularını geziyor ve hayatının olaylarına katılımını anlamaya çalışıyor, bu da kişinin kendi anlatısıyla ve seçimleriyle boğuşma eğilimini gösteriyor.
Bu tefekkür, herkesin hayatlarının olaylarından kendi hikayelerini yaratmaya çalıştığının derin bir farkına yol açar. Konuşmacı, her insan deneyiminin...