Passage, ortak bir aksesuar olan ayakkabıların bir kişinin kendileriyle derin, içgözlemsel konuşma yapma yeteneğini engelleyebileceği fikrini yansıtır. Karakter genellikle kendini yürüdüğü zeminle meşgul bulur, bu da kurtuluş ve geçmiş eylemlerini anlama arayışını sembolize eder. Suçluluk duygularını geziyor ve hayatının olaylarına katılımını anlamaya çalışıyor, bu da kişinin kendi anlatısıyla ve seçimleriyle boğuşma eğilimini gösteriyor.
Bu tefekkür, herkesin hayatlarının olaylarından kendi hikayelerini yaratmaya çalıştığının derin bir farkına yol açar. Konuşmacı, her insan deneyiminin birbirine bağlı olduğunu ve kişisel tarihi şimdiki varoluşla uzlaştırmanın ortak mücadelesini vurguladığını öne sürüyor. Nihayetinde, yaşamın özü, kişinin geçmişle olan ilişkisinin sürekli olarak incelemesi ve yeniden yorumlanmasının sürekli bir yolculuğu olarak tasvir edilir.