Batıklar, pencerelerden ona öpücükleri havaya uçurdu. Aproned esnaf, dükkanlarının dar kapılarından kendinden geçmiş bir şekilde tezahürat etti. Tubas buruştu. Burada ve orada bir kişi düştü ve çiğnenmişti.
(Sinking invalids blew kisses to him from windows. Aproned shopkeepers cheered ecstatically from the narrow doorways of their shops. Tubas crumped. Here and there a person fell and was trampled to death.)
Joseph Heller'in "Catch-22" de sahne, heyecanın ateş sahasına ulaştığı kaotik bir kutlamayı tasvir ediyor. Aktif olarak katılamayan Invalidler, öpücükleri üfleyerek sevinçlerini ifade ederken, hevesli esnaflar kapılarından tezahürat yapar ve çevredeki kargaşaya rağmen toplumsal bir ruhu vurgular. Bu neşeli atmosfer, şenlikli ama kaotik bir ortamı simgeleyen tubas sesleri ile noktalanır. Ancak, revelry'nin ortasında, durumun gerçekliği belirginleştikçe kutlama daha karanlık bir dönüş yapar. İnsanlar, bireylerin trajik bir şekilde düştüğü ve çiğnenmesiyle, tehlike noktasına heyecan duyuyorlar. Sevinç ve şiddetin bu yan yana konumlandırılması, Heller'in çalışmalarında tekrar eden bir tema olan olayların saçmalık ve öngörülemezliğinin altını çiziyor. Kutlama, canlı olsa da, kaos karşısında yaşamın kırılganlığını da ortaya koyuyor.