Bazen ölü doğmadığını merak ediyorum. Yaşayanlarla daha az ilgilenen bir adamla hiç tanışmadım. Bazen bu dünyadaki sorun olduğunu düşünüyorum: yüksek yerlerde taş-soğuk ölü olan çok fazla insan.

(Sometimes I wonder if he wasn't born dead. I never met a man who was less interested in the living. Sometimes I think that's the trouble with the world: too many people in high places who are stone-cold dead.)

by {Kurt Vonnegut Jr.}
(0 Yorumlar)

Alıntı, iktidar pozisyonlarındaki bireylerle derin bir hayal kırıklığı duygusunu yansıtır, bu da bazılarının gerçek canlılık veya yaşam tutkusundan yoksun olabileceğini düşündürmektedir. Konuşmacı, bazı liderlerin veya etkili figürlerin, fiziksel olarak canlı olmasına rağmen 'ölü' olmaya benzeyen duygusal olarak kopuk göründüğü endişelerini dile getiriyor. Bu perspektif, otorite figürlerinde sıklıkla bulunan bağlantıyı eleştirir.

Bu bireylerin 'ölü doğup doğmadığını' düşünerek yazar, toplumda gerçek bağlantı ve empati yokluğu hakkında daha geniş bir yorum ima eder. Vonegut'un sözleri, etkili olanlar arasında özgünlük ve katılım eksikliğinin, insan ilişkileri ve yönetişiminde yaygın bir konuyu yansıtan toplumsal durgunluğa yol açabileceği fikriyle yankılanıyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
25
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in book quote

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Ama aşk birçok biçim alır ve herhangi bir erkek ve kadın için aynı değildir. O zaman insanların buldukları belirli bir aşktır.
by {Mitch Albom}