Elbette ölmeye değer çok fazla ülke olamaz. 'Yaşamaya değer her şey,' dedi Nately, 'ölmeye değer.' Ve ölmeye değer bir şey, 'diye cevapladı' ve kutsal yaşlı adam, 'kesinlikle yaşamaya değer.
(Surely there can't be so many countries worth dying for.'Anything worth living for,' said Nately, 'is worth dying for.'And anything worth dying for,' answered the sacrilegious old man, 'is certainly worth living for.)
"Catch-22" deki Nately ve Yaşlı Adam arasındaki diyalog, kurban ve yaşamın değerini araştırıyor. Nately, herhangi bir ülke için ölme değeri hakkındaki şüpheciliği ifade ederek, hayatın her şeyden önce değerlenmesi gerektiğine inanıyor. Buna karşılık, yaşlı adam gerçekten ölmeye değer şeylerin eşit derecede yaşamayı hak ettiği, hayatta görev ve anlam konusunda daha derin bir felsefi perspektif olduğunu düşündürüyor.
Bu değişim, cesaret ve anlamlı bir varoluş arzusu arasındaki karmaşık etkileşimi vurgular. Bireyleri büyük fedakarlıklar...