Papaz, ilahi bir sezgi anında, koruyucu rasyonalizasyonun kullanışlı tekniğine hakim olmuştu ve keşfi ile heyecanlandı. Mucizevi. Neredeyse hiç bir hile değildi, mengene erdem ve iftira gerçeğine, iktidarsızlık, yoksunluğa, alçakgönüllülüğe kibir, hayırseverliğe, onuruna, onuruna, bilgeliğe küfür, vatanseverliğe vahşilik ve sadizm adalete dönüştüğünü gördü. Herkes yapabilirdi; Hiç beyin gerektirmedi. Sadece karakter gerektirmedi.
(The chaplain had mastered, in a moment of divine intuition, the handy technique of protective rationalization, and he was exhilarated by his discovery. It was miraculous. It was almost no trick at all, he saw, to turn vice into virtue and slander into truth, impotence into abstinence, arrogance into humility, plunder into philanthropy, thievery into honor, blasphemy into wisdom, brutality into patriotism, and sadism into justice. Anybody could do it; it required no brains at all. It merely required no character.)
"Catch-22" deki papaz, koruyucu rasyonalizasyon tekniğini keşfederken bir vahiy anı yaşar. Olumsuz nitelikleri olumlu olanlara dönüştürmeyi neredeyse zahmetsiz buluyor ve perspektifte derin bir değişim gösteriyor. Bu farkındalık, bir kişinin anlamlarını yeniden yorumlayarak ahlaksız eylemleri haklı çıkarma kolaylığını gördüğü için ona bir heyecan duygusu getirir. Onun içgörü, algının gerçekliği nasıl değiştirebileceğine dair güçlü bir anlayışa yol açar.
Bu kavram, ahlaki sınırların rasyonel düşünce ile bulanıklaştırılabileceği fikrini vurgular ve bireylerin etik sonuçlarına bakılmaksızın davranışlarını haklı çıkarmalarına izin verir. Papaz, bu algıları manipüle etmenin çok az zeka gerektirdiğini, ancak karakter eksikliğini gerektirdiğini kabul ederek, toplumun erdem olarak maskelenmeyi nasıl göz ardı edebileceğine veya göz ardı edebileceğine dair karanlık bir eleştiri vurguluyor. Bu ironik bükülme, kaotik bir dünyada ahlaki yargıların bütünlüğünü sorgulamaya hizmet ediyor.