Almanlar birkaç ay içinde dövülecek. Ve Japonya bundan birkaç ay sonra dövülecek. Şimdi hayatımdan vazgeçecek olsaydım, bu benim ülkem için olmazdı. Cathcart ve Korn için olurdu. Bu yüzden bombardımanımı süre boyunca içeri çeviriyorum. Şu andan itibaren sadece beni düşünüyorum.
(The Germans will be beaten in a few months. And Japan will be beaten a few months after that. If I were to give up my life now, it wouldn't be for my country. It would be for Cathcart and Korn. So I'm turning my bombsight in for the duration. From now on I'm thinking only of me.)
Alıntı, bir karakterin savaşla hayal kırıklığını yansıtır ve vatansever görev üzerindeki kişisel hayatta kalmaya öncelik verir. Konuşmacının Almanya ve Japonya'nın yenilgisinin yakın olduğuna inandığını ve bireysel ilişkilerin daha büyük önem taşıdığında kişinin bir ülke için hayatını feda etmenin değerini sorguluyor. Cathcart ve Korn'un sözü, soyut ulusal gurur kavramlarından ziyade belirli insanlarla daha derin bir bağlantıyı vurgular.
Bu perspektif, Joseph Heller'in "Catch-22" nde saçmalık ve kendini koruma temalarını somutlaştırır. Konuşmacının odak noktasında görevden kişisel çıkarlara kayması, askerlerin karşılaştığı çelişkili motivasyonların altını çiziyor ve Yoldaşlara sadakatin kişinin ulusuna kör bağlılığa ağır bastığı kişisel bir krizi vurguluyor. Nihayetinde, bu an kitabın savaş eleştirisinin ve içerdiği ahlaki karmaşıklıkların özünü yakalar.