Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
(There's lying," says Mum, fishing out the envelope she wrote the directions on from her handbag, "which is wrong, and there's creating the right impression, which is necessary.)
David Mitchell'in "Slade House" adlı eserinde algıya karşı gerçeklik teması, bir anne ile çocuğu arasındaki bir konuşma yoluyla ortaya çıkıyor. Anne, doğrudan aldatma ile kişinin imajını yönetme fikri arasında ayrım yapıyor ve yalan söylemenin temelde yanlış olduğunu, ancak bazen sosyal durumlarda yön bulmak için doğru izlenimi yaratmanın çok önemli olduğunu öne sürüyor. Gerçeğin karmaşıklığını özetleyen bu ifade, insan etkileşimlerindeki ahlaki belirsizliği vurguluyor. Alıntı, insanların kendilerini sıklıkla, gerçek ile aldatma arasındaki çizginin bulanıklaşabileceği ahlaki ikilemler içinde bulduklarını vurguluyor. Belirli bağlamlarda olumlu bir imaj yansıtmanın haklı görülebileceğini, bunun da özgünlük ve bireylerin sosyal statülerini korumak için ne kadar çaba harcadıkları hakkında soru işaretleri doğurabileceğini öne sürüyor. Bu mercek aracılığıyla Mitchell, anlatısında daha derin kimlik ve algı temalarını araştırıyor ve okuyucuları kişilerarası ilişkilerde kendi doğruluklarının sonuçları üzerinde düşünmeye davet ediyor.
David Mitchell'in "Slade House" adlı eserinde algı ve gerçeklik teması, bir anne ile çocuğu arasındaki bir konuşma aracılığıyla ortaya çıkıyor.
Alıntı, insanların kendilerini sıklıkla, gerçek ile aldatma arasındaki çizginin bulanıklaşabileceği ahlaki ikilemler içinde bulduklarını vurguluyor.