Babil ve Nineveh vardı; Onlar tuğladan inşa edilmişlerdi. Atina altın mermer sütunlardı. Roma geniş moloz kemerlerinde tutuldu. Konstantinopolis'te minareler, altın boynuzun etrafındaki büyük mumlar gibi alevler… çelik, cam, fayans, beton gökdelenin malzemeleri olacaktır. Dar adada sıkışmış, milyonlarca sarılmış binalar sadece ışıltılı olacak, bir fırtına üzerindeki beyaz bulut kafası gibi piramit üzerinde piramit olacak.


(There was Babylon and Nineveh; they were built of brick. Athens was gold marble columns. Rome was held up on broad arches of rubble. In Constantinople the minarets flame like great candles round the Golden Horn… Steel, glass, tile, concrete will be the materials of the skyscraper. Crammed on the narrow island the millionwindowed buildings will just glittering, pyramid on pyramid like the white cloudhead above a thunderstorm.)

(0 Yorumlar)

Metin, antik şehirlerin mimari ihtişamını 20. yüzyılın başlarındaki modern yeniliklerle karşılaştırıyor. Babylon ve Nineveh'in tuğladan nasıl inşa edildiğini vurgularken, Atina altın mermer sütunlarıyla dikkat çekiyor. Benzer şekilde, Roma'nın gücü geniş kemerlerinde yatıyor ve Konstantinopolis, altın boynuzu çevreleyen muhteşem minareleriyle tasvir ediliyor, her medeniyetin inşaat tarzında tarihi güzellik ve benzersizlik duygusu uyandırıyor.

Keskin bir kontrastla, alıntı, çelik, cam, fayans ve betondan yapılmış gökdelenlerle mimarinin geleceğini öngörüyor. Bu yapılar, bir fırtına üzerinde beyaz bir bulut oluşumuna benzeyen havaya yükselen pencerelerin piramitleri gibi parlak bir şekilde parlayan dar bir adada yoğun bir şekilde paketlenmiş olarak tanımlanır. Bu görüntüler, kentleşme ve modernizasyonun acımasız ilerlemesini çağrıştırıyor ve geleneksel dayanıklılıktan çağdaş binaların ışıltılı yüksekliklerine geçiş olduğunu gösteriyor.

Page views
9
Güncelle
Ocak 24, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.