Birine ağlamamasını söylemenin bir anlamı yoktu, her zaman düşünmüştü; Gerçekten de tam tersini yapmanız gereken, insanları ağlamaya, bazen sadece gözyaşlarının getirebileceği iyileşmeye başlamak için yapmanız gereken zamanlar vardı. Ancak rahatlama gözyaşları için bir yer olsaydı, gurur gözyaşları için bir yer bile olabilir {.}

(There was no point in telling somebody not to cry, she had always thought; indeed there were times when you should do exactly the opposite, when you should urge people to cry, to start the healing that sometimes only tears can bring. But if there was a place for tears of relief, there might even be a place for tears of pride{.})

by {Alexander McCall Smith}
(0 Yorumlar)

"Zebra Drive'ın İyi Kocası" nda, yazar Alexander McCall Smith duygusal iyileşmedeki gözyaşlarının önemini araştırıyor. Bireylerin ağlamasını cesaretlendirmek yerine, gözyaşları genellikle iyileşme sürecini kolaylaştırdığı için onu teşvik etmenin yararlı olabileceğini öne sürüyor. Ağlama yoluyla duygusal serbest bırakma katartik olabilir, kalbi tamir etmeye başlamak için bir araç olarak hizmet eder. Bu bakış açısı, duyguları tam olarak hissetmesine ve ifade etmesine izin vermenin önemini vurgular.

Ayrıca, alıntı farklı gözyaşı türlerine yansır, bu da sadece üzüntü için bir yer olmadığını gösterir. Gözyaşlarının da insan duygularının çok yönlü doğasını vurgulayarak rahatlama ve gururdan kaynaklanabileceğini kabul eder. Bu anlayış, okuyucuları duygularını kucaklamaya davet eder, gözyaşlarının hayattaki çeşitli deneyimleri ve kilometre taşlarını sembolize edebileceğini kabul ederek sonuçta daha fazla duygusal esneklik ve bağlantıya yol açar.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
46
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in The Good Husband of Zebra Drive

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}