... Hayatının her günü birini düşünmek ... Ah evet, kendi kendine dedi. Oh evet, yaparsın. Birini düşünüyorsun. Dünyasını dolduruyor. O tamamen seninle ilgili, bir varlık ve sen onun hakkında düşünüyorsun; Yardım edemezsin, çünkü o her zaman orada, düşüncelerinizde. Ama bilirsiniz, elbette, onu düşünürken seni düşünmüyor. Bununla ilgili en zor şey bu. Bu kadar çok, çok zorlaştıran şey bu. O kadar zor ki bazen orada oturuyorsun ve sefaletin senin üzerinde yıkamasına izin veriyorsunuz; sefalet, boşluk.

(...thinking about somebody every day of his life... oh yes, he said to himself. Oh yes, you do. You think about somebody. He fills your world. He is all about you, a presence, and you think about him; you can't help it, because he's always there, in your thoughts. But you know, of course, that all the while you're thinking about him, he's not thinking about you. That's the hardest thing about it. That's what makes it so very, very hard to bear. So hard that sometimes you just sit there and let the misery wash over you; the misery, the emptiness.)

by {Alexander McCall Smith}
(0 Yorumlar)

Pasaj, geri çekilmeyen sevginin derin duygusal kargaşasını yansıtır. Kahraman, her gün aklını işgal eden başka bir kişinin düşüncelerinde emilir. Bu sürekli varlık, özlem ve bağlılığa bağlı duyguların karmaşıklığını göstererek hem rahatlık hem de acı getirir. Bu kişinin düşünceleri tarafından tüketilirken, bireyin kendilerine yönelik aynı duyguları veya düşünceleri paylaşmadığı gerçeğini kabul ediyorlar.

Bu acı verici farkındalık derin bir yalnızlık ve umutsuzluk duygusu yaratır. Karakter, ezici sefalet anlarına yol açabilecek derin bir boşluk hissediyor. Bu duygusal mücadele, kayıtsız olan birini sevmenin zorluklarını vurgular, karakteri yerine getirilmemiş arzular ve durumlarının gerçekliği ile boğuşmaya bırakır. Bu tür yansımalar, duygusal olarak uzak olan biri için özlemin ağrısını yaşayan herkesle yankılanır.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
129
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in book quote

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}