Bu adam-joe, yüzünde doğru ifadeye bile sahip değilse; Sanki hiçbir şeye inanmıyormuş gibi, bir şekilde coşkulu ama bir şekilde hevesli bir görünüme sahip olmalı ve yine de mutlak inancına sahipti.
(This guy-Joe whatever-hasn't even got the right expression on his face; he should have that cold but somehow enthusiastic look, as if he believed in nothing and yet somehow had absolute faith.)
Philip K. Dick'in "Yüksek Kale Adamı" nda Joe, bir dizi duygu somutlaştırıyor. Aynı zamanda coşku yayarken, inanç ve inanç arasında bir kopukluk olduğunu düşündürürken soğuk bir tavır iletir. Bu karmaşıklık, gerçeklik ve algı arasındaki gerginliğe dayanan bir dünyada gezinirken karakterin ruhu içinde daha derin bir ironiyi yansıtır.
Alıntı, Joe'nun ifadesinin kendisine verilen beklentilerle nasıl uyum sağlayamadığını vurgular. Sanki gerçek bir inancın yokluğunun belirsiz bir dünyada değişmez bir inançla bir arada bulunduğu daha geniş bir varoluşsal mücadeleyi temsil ediyor. Bu kontrast, bir distopik ortamda özgünlük temalarını ve anlam arayışını vurgular.