Durum böyle değil. Kurgusal olmayanlarımda olgunlaştığım az kanıt buluyorum. Başka birinden kaymadığım ve yedinci sınıfa ulaştığımda plonkingly ilan ettiğim tek bir fikir bulamıyorum.

(This is not the case. I find scant evidence in my nonfiction that I have matured at all. I cannot find a single idea I hadn't swiped from somebody else and enunciated plonkingly by the time I reached the seventh grade.)

by {Kurt Vonnegut Jr.}
(0 Yorumlar)

Kurt Vonnegut Jr., "Wampeters, Foma ve Granfalloons" daki entelektüel büyümesinde durgunluk duygusu ifade ediyor. Kurgusal olmayan çalışmalarını yansıtıyor ve yeni fikirler geliştirmediği, daha ziyade başkalarından ödünç aldığı sonucuna varıyor. Bu farkındalık, gençlik yıllarının başlarında, orijinal bilgiler üretmek yerine sadece karşılaştığı düşünceleri yeniden ifade ettiğini hatırlarken derinden vuruyor.

Bu giriş, Vonnegut’un alçakgönüllülüğüne ve öz farkındalığına ışık tutuyor. Bir yazar olarak beğeni toplamasına rağmen, entelektüel katkılarıyla ilgili kendinden şüphe ediyor gibi görünüyor. Onun yansıması, özgünlüğe değer verdiğini ve çalışmalarının mevcut fikirlerden ne ölçüde etkilendiğini sorgulayarak okuyucuları yaratıcılığın doğasını ve kişinin düşüncelerini şekillendiren etkileri dikkate almaya çağırıyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
54
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in book quote

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}